Kayıtlar

Isgal ve Soykırım – Israil Filistin Savası

Resim
 İşgal ve Soykırım – İsrail Filistin Savaşı İsrail – Filistin Savaşı başlayalı 2 haftadan fazla zaman geçti. Tüm Dünya bu savaşı İsrail – Hamas savaşı olarak adlandırarak bir algı oluşturma çabası içinde... Hamas’ı da terör örgütü olarak kabul ettirirlerse her şey çözülecek kurgusu peşindeler... Bu savaşın baş aktörü Hamas ise de bu savaş Hamas’ın savaşı değil. İsrail'in Filistin topraklarını işgal ettiği gerçeği sorunun kaynağını oluşturuyor. Sebep sonuç ilişkisi doğru kurulmadığı takdirde sorunu çözmek mümkün olmayacaktır. Sorunun kaynağı yani sebep İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesidir. ABD ve Batılı devletlerin ‘İsrail vatandaşlarının güvenliği’ argümanını sürekli parlatarak gündemde tutması, çaldıkları minareye kılıf uydurma, balık hafızalıları ve ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’cıları kandırma gayretidir. Sebep sonuç ilişkisine dönersek İsrail Filistin topraklarını işgal etmekte, İslam dünyasının (ilk kıblesi ve Resulü Ekrem (sav) miraca yükseldiği yer olması

Cihat Yaycı Markadır

Resim
Akdeniz’in “bir zamanlar Türk Gölü olduğunu” söyler dururuz. Uzun yıllar bu söylem içi boş bir kavram olarak kulaklarımızda çınladı. TCG Salih Reis Fırkateyni Mavi Vatan 2019 yılı Mart ayında Milli Savunma Üniversitesi Deniz Harp Enstitüsünün “Mavi Vatan” isimli Dergiyi çıkarması ile Denizcilerimizin gündeminde Mavi Vatan kavramının olduğunu fark ettik. [i] Bunun sahaya yansıması, Türkiye'nin Doğu Akdeniz sahasında araştırma gemileri, savaş gemileri ve insansız hava araçlarıyla haklarını Yunanistan, GKRY, Mısır ve İsrail’in kurduğu ittifaka karşı ödün vermeden koruma yolunda kararlı adımlar atması şeklinde olmuştur. Mavi Vatan kavramının içinin doldurulmasını, Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi’nin (ASAM) "Türkiye Jeopolitik Stratejisi Sayısı" alt başlığıyla Kasım 2019 tarihinde yayımladığı, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’nın “Libya Türkiye’nin Denizden Komşusudur” başlıklı kitabında bulmak mümkün. Tümamiral

Türkiye Seçimini Yaptı

Resim
Türkiye 24 Haziran 2018 Pazar günü Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimini yaptı. Seçim sonuçlarının hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Seçimin sonucu haftalar öncesinden anketlerde görünmüştü. 24 Haziran seçimlerinde necip milletimiz çok önemli bir mesaj verdi. Seçim öncesi seçmenle yapılan anketlerde tercih sebepleri sorulduğunda halkımız; sağlık sistemindeki muazzam yenilikler, eğitim öğretim sistemindeki yatırımlar, teknolojik ilerleme ve ilk ve ortaöğretimde kitapların ücretsiz hale gelmesi, ulaşımda yapılan yatırımlar ile Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, Osmangazi Köprüsü, Yeni İstanbul Havalimanı, Çanakkale Boğaz Köprüsü, otoyollar, bölünmüş yollar, hızlı trenin getirdiği devrim niteliğinde pek çok şey sayılmaktadır. İçeriden bakıldığında manzara bu şekilde çizilmekte ise de Türkiye’ye dışarıdan bakıldığında görülen bambaşka bir şey vardır; “ 24 Haziran seçim sonuçları ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti Devler Liginde 5 yıl daha

ASRİKA

Resim
Türkiye’nin uzun menzilli hava savunma sistemleri konusunda S400’leri tercih etmesiyle ilgili oluşturulan tartışmanın ana fikrinde Türkiye’nin NATO merkezinden kayması yer almakta. Bu ana fikir NATO yanlıları tarafından savunulmaktadır. Halbuki NATO; Türkiye’yi Avrupa’nın Asya ve Afrika’ya karşı güvenlik duvarı olarak algılamaktadır. Bahçenizin duvarı gibi yani… Evinizin dışında… Yaşam alanınızın sınırı… Görevi sadece yaşam alanının korunması… Muhtemel bir saldırı durumunda ilk darbeyi emecek olan birim… Tüm hasarın orada oluşacağı ama yaşam alanımızda herhangi bir hasarın olmasını engelleyecek bölüm… Evet NATO Türkiye’yi aynen bu şekilde görmektedir. Aksi söz konusu olsa idi Türkiye 40 yıla yaklaşan süredir PKK terörü ile boğuşur muydu? PKK – PYD – DAEŞ bunca zamandır kullandığı kaynağı nereden temin ediyor! Pek çok ülkenin yapamadığı büyüklükte ticaret hacmine nasıl sahip oluyor! Pek çok ülkenin alamadığı silah, mühimmat hatta son teknoloji ürünü silah sistemleri bile bu

Yerli Tank Üretimi Üzerinden Milli Savunma Sanayinin Önemi

Resim
Yerli Tank Üretimi Üzerinden Milli Savunma Sanayinin Önemi Ülkelerin savunma sanayileri aslında onların bağımsızlıklarının önde gelen göstergesidir. Belki ülkeler pek çok alanda bağımsızlık rolü oynayarak halklarını kandırabilirler ama komşularıyla yaşadıkları ilk anlaşmazlıkta ne kadar bağımsız oldukları ortaya çıkıvermektedir. 1974 Kıbrıs Harekatında ülkemiz bunu çok yakından yaşamıştı. Öte yandan günümüzde Terör Devleti İsrail'in Filistinlilere yaptıklarına dayanamayan her vicdan sahibinin sorduğu "bir buçuk milyar müslüman tükürseler İsrail'i boğarlar, niçin hiç bir şey yapamıyoruz?" sorusunun cevabı aslında "halkı müslüman ülkelerin savunma sanayilerinin bağımsız olmadığı ve silah sistemlerinin dost - düşman tanımlarını silahı üretenin belirlediği gerçeğinde yatması" değil mi? Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda başlatılan milli savunma sanayi oluşturulması projeleri, 1945'lerden sonra ABD'den gelen yardımlar ile tam da bu

Savunma Reformu Raporu

Resim
Savunma Reformu Raporu Büyük milletlerin sorumlulukları da büyük olur. Büyük sorumlulukları taşımak hiç şüphesiz büyük güç ister. Askeri güç olmaksızın da büyük güç olunmaz. Abdullah GÜL Cumhurbaşkanı 22 Ağustos 2014 Cuma günü T.C. Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İnternet Sitesinde Savunma Reformu Çalışma Grubu 'nun raporunu tamamladığı haberleştirildi. [1] Türkiye'nin 2023 hedefleri ile bölgesel ve küresel güç olma yolunda ki gayretleri açısından Savunma Reformu ciddi önem taşımaktadır. Bu kapsamda MSB ve TSK'nde yapısal reform yapılmasının yanı sıra silah ve komuta kontrol sistemlerinde de teknolojik reform yapılması önem arz etmektedir. Savunma sistemlerinin NATO savunma sistemlerine entegre olması NATO bağımlılığı anlamına gelmemelidir. Tam bağımsızlık ilkesi gereği olarak özgün savunma sistemleri üretilip komuta kontrol sistemleri gerektiğinde farklı paktlara da entegre edilebilir tasarlanmalıdır. Dolayısıyla hali hazırdaki TSK'nde yapılmakta ola

İsrail Sorunu

Resim
İsrail Sorunu Melih TANRIVERDİ / ASSAM Genel Sekreteri Alıntı El Cezire İsrailli 3 gencin kaçırılıp ardından da öldürülmüş halde bulunmaları ile başlayan kriz birkaç gün sonra 16 yaşındaki Filistinli bir gencin öldürülmesi ile doruğa tırmandı. İsrail yönetimi Hamas'ı suçladı ve sonrasında da Filistin'den atıldığı ileri sürülen füzeler ile birlikte Gazze'ye yönelik hava saldırıları başladı. Rakamlarla Filistin - İsrail Kaynak: http://visualizingpalestine.org/Disappearing-Palestine 1880'den beri Filistin halkı göçe zorlanmaktadır, 1922'de İngiliz mandası altındaki bölgede 750 bin kişi yaşamakta ve bunların 84 bininin Yahudi olduğu ifade edilmektedir. 1918-1948 yılları arasında 480 bin Yahudi yerleşimci bölgeye yerleşmiş ve 750 bin Filistinli Arap yurtsuzlaştırılmış, o tarihte 1 milyon 070 bine ulaşan nüfusun 720 binini Yahudilerin oluşturduğu ifade ediliyor. 1948-1967 arasında ise bölgeye 1.3 milyon Yahudi yerleşimci geldi, 440 bin Filistinli